Geleceğe Dair...
Başlığa bakıp aldanmayın. Teknoloji hakkında konuşmayacağım pek fazla ya da kendi geleceğim hakkında.
Sizlere yeni yeni hayatıma sokmaya başladığım iki kavramdan bahsetmek istiyorum; Minimalizm ve sıfır atık. İkisi de hayatınızı daha kolay kılabilecek, sağlığınızı psikolojik ve fizyolojik olarak düzenleyen akımlar.
Minimalizm; İhtiyacın kadar tüketimi tavsiye eden bir akım. Az ve öz yaşamak denebilir bir nevi. Yeni bir ürün alırken aslında onun size gerekip gerekmediğini düşünmenizi tavsiye ediyor.Evinize ya da dolabınıza alacağınız bir ürün için ilk olarak şunu soruyor " buna gerçekten ihtiyacın var mı?" Bir süredir her alışverişe çıktığımda bende bu soruyu soruyorum kendime ve ciddi manada ihtiyacım dışında olan şeyleri almamaya başladım. Hayatınızda bulunan maddi ve hatta manevi ağırlık yapanlardan sizi kurtarıyor. Dolabınızı ilk olarak elden bir geçirin derim var olan olmayan ne var. Eminim sizlerin de dolapları benimki gibi alınan gerilerde kalıp kullanılmayı unutulan bir sürü ürünle doludur. Yeni bir şeyler almayın denmiyor. Ama alırken bir kez daha düşünün diyor. Bir bluza verdiğiniz para ile kendinize bir kitap alın ya da bir yemek ısmarlayın, sinemaya gidin farklı aktivitelerde kullanın o parayı. ayrıca evinizde de ne kadar çok eşya olursa o kadar çok kendinizi sıkışmış hissedersiniz. Ben bunları bir nebze olsun hayatıma yansıtmaya başladığımda daha az harcama yaptığımı ve bu yanıma kalan ile daha çok kitap aldığımı sevdiğim mekanlara gitmeye başladığımı fark ettim. İlk olarak dolabımı tepeden tırnağa düzenleyerek başladım. kullanılmamış kıyafetlerimi eğer hala kullanmayacaksam onların bağışlanamayacak durumda olanlarını köyde kullanmak üzere ayırdım. Baktığımda elimde ciddi manada bir rezerv kaldı kullanmak için. Her renk ve her model kıyafet elimde bulunuyordu. Tadilat yapılması gerekenleri ayırdım ve terziye gittiler. Kısacası elimde olan her şeyi yeniden toparladım ve kendilerini hayatıma kattım.
Sıfır atık kavramına gelirsek henüz onu tam anlamıyla hayatıma aktaramadım çünkü çok fazla ambalajlı ürün var. Bu kavramda hedef plastik tüketimini azaltmak. Su için kendi şişenizi yanınızda taşımanız, eskiden kullanıldığı gibi marketlerde pazarda fileleri kullanmanız tavsiye ediliyor. Hatta yemek yaparken oluşan gıda atıkları ile kompost yaparak bitkileriniz için gübre yapabilirsiniz. Ancak günümüzde almış olduğumuz tüm ürünler ambalajlı ve hepsi plastik. Şuan oluşan tüm atıkların neredeyse tamamı plastik kaynaklı. Geri dönüşüme katılması için biz evimizde plastik, cam, metal ve kağıt atıkları ayrı olarak çöp torbalarına koyuyor ve öyle evimizden çıkartıyoruz. Diyeceksiniz ki onları atacak çöpler yok. ancak biz çöp kutularının kenarlarına bırakıyoruz ve kağıt toplayan, plastik atık toplayarak hayatını devam ettiren bireylere kolaylık olmuş oluyor en azından. Çöp konteynırlarının içine eğilmek zorunda kalmıyorlar. gıda atıkları ile birleşmiyor. Cam atıklar için belediyenin mahallemize yerleştirmiş olduğu cam kumbaralarını kullanıyoruz. Bu kumbaraların renkli ve beyaz olarak iki kısmı var ayrı ayrı atıyorsunuz içine. Belediye onları alarak geri dönüşüme kazandırıyor. Eğer evinizde soda vb cam şişelerde ürünler tüketiyorsanız sizlerde kendi mahallenize yakın olan kumbaralara bunları toplu bir şekilde atabilirsiniz. En fazla bir ya da iki haftada birikiyor zaten.
Böylece dünyanın, ülkemizin daha temiz olması ve kaynaklarımızın hunharca harcanmaması adına sizlerde destek olabilirsiniz.
Ben ne yapabilirim demeyin herkes kendi evinin kapısının önünü temiz tutarsa daha temiz bir çevreye sahip olabiliriz. Önce kendinizden, kendi evinizden başladığınızda bilinçlenmeye yavaş yavaş çevrenizde size uyum sağlayacaktır.
Sizlere yeni yeni hayatıma sokmaya başladığım iki kavramdan bahsetmek istiyorum; Minimalizm ve sıfır atık. İkisi de hayatınızı daha kolay kılabilecek, sağlığınızı psikolojik ve fizyolojik olarak düzenleyen akımlar.
Minimalizm; İhtiyacın kadar tüketimi tavsiye eden bir akım. Az ve öz yaşamak denebilir bir nevi. Yeni bir ürün alırken aslında onun size gerekip gerekmediğini düşünmenizi tavsiye ediyor.Evinize ya da dolabınıza alacağınız bir ürün için ilk olarak şunu soruyor " buna gerçekten ihtiyacın var mı?" Bir süredir her alışverişe çıktığımda bende bu soruyu soruyorum kendime ve ciddi manada ihtiyacım dışında olan şeyleri almamaya başladım. Hayatınızda bulunan maddi ve hatta manevi ağırlık yapanlardan sizi kurtarıyor. Dolabınızı ilk olarak elden bir geçirin derim var olan olmayan ne var. Eminim sizlerin de dolapları benimki gibi alınan gerilerde kalıp kullanılmayı unutulan bir sürü ürünle doludur. Yeni bir şeyler almayın denmiyor. Ama alırken bir kez daha düşünün diyor. Bir bluza verdiğiniz para ile kendinize bir kitap alın ya da bir yemek ısmarlayın, sinemaya gidin farklı aktivitelerde kullanın o parayı. ayrıca evinizde de ne kadar çok eşya olursa o kadar çok kendinizi sıkışmış hissedersiniz. Ben bunları bir nebze olsun hayatıma yansıtmaya başladığımda daha az harcama yaptığımı ve bu yanıma kalan ile daha çok kitap aldığımı sevdiğim mekanlara gitmeye başladığımı fark ettim. İlk olarak dolabımı tepeden tırnağa düzenleyerek başladım. kullanılmamış kıyafetlerimi eğer hala kullanmayacaksam onların bağışlanamayacak durumda olanlarını köyde kullanmak üzere ayırdım. Baktığımda elimde ciddi manada bir rezerv kaldı kullanmak için. Her renk ve her model kıyafet elimde bulunuyordu. Tadilat yapılması gerekenleri ayırdım ve terziye gittiler. Kısacası elimde olan her şeyi yeniden toparladım ve kendilerini hayatıma kattım.
Sıfır atık kavramına gelirsek henüz onu tam anlamıyla hayatıma aktaramadım çünkü çok fazla ambalajlı ürün var. Bu kavramda hedef plastik tüketimini azaltmak. Su için kendi şişenizi yanınızda taşımanız, eskiden kullanıldığı gibi marketlerde pazarda fileleri kullanmanız tavsiye ediliyor. Hatta yemek yaparken oluşan gıda atıkları ile kompost yaparak bitkileriniz için gübre yapabilirsiniz. Ancak günümüzde almış olduğumuz tüm ürünler ambalajlı ve hepsi plastik. Şuan oluşan tüm atıkların neredeyse tamamı plastik kaynaklı. Geri dönüşüme katılması için biz evimizde plastik, cam, metal ve kağıt atıkları ayrı olarak çöp torbalarına koyuyor ve öyle evimizden çıkartıyoruz. Diyeceksiniz ki onları atacak çöpler yok. ancak biz çöp kutularının kenarlarına bırakıyoruz ve kağıt toplayan, plastik atık toplayarak hayatını devam ettiren bireylere kolaylık olmuş oluyor en azından. Çöp konteynırlarının içine eğilmek zorunda kalmıyorlar. gıda atıkları ile birleşmiyor. Cam atıklar için belediyenin mahallemize yerleştirmiş olduğu cam kumbaralarını kullanıyoruz. Bu kumbaraların renkli ve beyaz olarak iki kısmı var ayrı ayrı atıyorsunuz içine. Belediye onları alarak geri dönüşüme kazandırıyor. Eğer evinizde soda vb cam şişelerde ürünler tüketiyorsanız sizlerde kendi mahallenize yakın olan kumbaralara bunları toplu bir şekilde atabilirsiniz. En fazla bir ya da iki haftada birikiyor zaten.
Böylece dünyanın, ülkemizin daha temiz olması ve kaynaklarımızın hunharca harcanmaması adına sizlerde destek olabilirsiniz.
Ben ne yapabilirim demeyin herkes kendi evinin kapısının önünü temiz tutarsa daha temiz bir çevreye sahip olabiliriz. Önce kendinizden, kendi evinizden başladığınızda bilinçlenmeye yavaş yavaş çevrenizde size uyum sağlayacaktır.
Yorumlar
Yorum Gönder